18 Nisan 2014 Cuma

Nasıl Vereceksin Bilmiyorum Ama Ses Ver Müslüman...!

İslam alemi ağır imtihanlardan geçiyor şu sıralar. Tek tek ülke isimlerini saymaya gerek yok. Hepimiz biliyoruz işte. Türkiye İslam alemindeki en müreffeh ülkelerden biri. Bu yüzden pek derdimiz yok gibi. Karnımız tok. İdarecilerimiz müslüman. Bi' şeriat eksik. Kim istemez ki böyle bir ülke...

"Olur mu? En karışık ülke Türkiye." Fakat yeni seçimden çıktık ve seçim sonucunda gezinin de cemaatin de birer balon olduğunu gördük. Buna dair yorumlar yapıldı zaten. Geçiyoruz.

Türkiye diğer İslam ülkelerine kıyasla daha müreffeh olduğu için yer yer onların acılarını paylaşmak durumunda kalıyor. Acılar paylaşıldıkça azalır, güzel ama nasıl paylaşacağız?

Bu aralar sık sık gördüğümüz bazı cümleler şunlar:
"Ses ver Müslüman!"
"Duyarsızlaştık!"
"Susanlar hangi yüzle ..."
"Ey geziciler neredesiniz?"

Eğer bir insanı susmakla itham ediyorsam, kendim susmadığımı düşünüyorumdur. Ses çıkarmışım belli. Ki başkalarını ses çıkarmamakla suçluyorum. Ne yaptım ses çıkarmak için? Tweet attım, online imza kampanyalarına katıldım, vs... Attığım tweet'te "Ses ver Müslüman!" dedim. Bu tweet biraz "Ben ses veriyorum işte görüyorsunuz, sizi de ses vermeye davet ediyorum." mesajı taşıyordu sanki... Yatağımdan akıllı telefonumla attığım tweet...

"Ses ver!" derken neye davet ettiğimizi bilmiyoruz ki. Nasıl ses verilir? Duyarsızlaştık tamam, ama duyarlılık nasıl olur, nasıl yapılır? Ya da neleri yaparsak duyarlı sayılacağız? Bu biraz doğuştan görme engelli olan birine rengi tarif etmeye benziyor. Bizler soğuğu sıcakla; kısayı uzunla mukayese ederek algılayabiliyoruz. Allah-u Teala böyle yaratmış. Ama ümmete nasıl duyarlı olunabileceğini bilmeden, adama duyarsız teşhisi koyabiliyoruz.

Herkes birbirine "Uyan Müslüman!" diyor. Gerçekten diyor mu, yoksa kendi de uykusunda sayıklıyor mu meçhul...

Malcolm X "Tüm uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter." derken; bu sözü duyan herkesin kendine o bir tek uyanık rolünü yakıştıracağını tahmin etmiş midir acaba? Hepimiz uyandırmakla vazifeliyiz, uyandırmak bizim işimiz. Ama hiçbirimizin uyanma gibi bir derdi yok maalesef. Hepimiz kendimizi, o tek uyanık sanıyoruz, herkesi uyandırmaya yetecek olan... Herkesin sıradışı olduğu bir dünyada sıradan olmayı tercih edenimiz yok gibi...

Peki "ses ver Müslüman" çağrısına twitter ne ölçüde katkı sağlar? Sosyal medyanın devletler arası ilişkilerde baskı unsuru olarak kullanılamayacağını kabul edelim. Somut bir örneğini görmedik şu ana kadar. Hatta olmayan diplomatik krizlere bile sebebiyet verebiliyor. Bangladeş'te Abdülkadir Molla'nın idamının durdurulmasına dair bir tag başlatıldı, ardından beklenen vakitte idam gerçekleşmedi. Belli ki ertelenmişti. "İşte Türkiye'nin gücü! İşte dünyaya hükmeden milletimiz!" yorumları gecikmedi. Resmen idamı biz durdurmuştuk, hem de sadece 1 tag ile... Çok büyük ve çok güçlü bir ülkeydik biz... 48 saat sonra ansızın Molla'nın idam haberi geldi ve bizi 1 tag ile süper güç yapanlar idamın ardından hesaplarını kapatmadılar... Yüzleri bile kızarmadı; ki hala aramızdalar...

Mazluma karşı kıyam ve cihad edenlerden sonra en çok "ses veren" kişi; gece teheccüde kalkıp, ellerini açıp ümmet için ağlayarak dua edendir. Worldwide tt'de 1. sıraya tag sokan değil... Demiyoruz ki "Sokaklardan çekilelim, sadece dua edelim, sabredelim Allah Kerim'dir teheccüde kalkalım yeter." demiyoruz... Sadece "dua tweet'ten büyüktür" diyoruz...

Dua silahımızı daha çok kullanalım... 
Selamet...

@mukallid_
twitter.com/mukallid_

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder