14 Eylül 2014 Pazar

Yeni bir İslam anlayışına muhtaç mıyız? - 1

İslam dinamik bir dindir. Hayat dinidir. "Onca emir ve nehiy kitapta duradursun, müslümanlardan canı isteyen bunlara uysun, canı istemeyen uymasın, ee hangi çağda yaşıyoruz, ne de olsa özgür bir dünyadayız" görüşündeki free lance müslümanlarla birlikte yaşıyor olsak da, bu dinin sahibi olan Allah'ın "İslam" tanımına sadık kalmayı tercih ediyoruz. Bizim itikadımıza göre bütün insanlar kelime-i tevhidi kalbiyle tasdik, diliyle ikrar etmeye memur ve mecbur. Mü'minlerin bu noktadaki görevi de tebliğ ve cihad. Yani tebliğ artı cihad.(1) 

Bir yandan 14 asır önce inmiş ve ilk kez icra edilmiş olan Kur'an ve sünnete bağlı kalacaksın, öte yandan çağın ihtiyaçlarına cevap veren yeni bir İslamî anlayış şekillendireceksin. Hakkaten zor iş. 

Bu işi bazı zevat "tarihselcilik" metoduyla çözmeye kalkışmışsa da başarılı olamamışlar. Neden acaba?... Kur'an'ın bir kısım ayetlerinin tarihsel olduğunu ve bugün geçerliliğini kaybettiğini söyleyen bu zevat, Allah'ın hangi ayetlerinin geçerliliğini yitirdiğine de kendileri karar veriyor. Misal; kadının sosyal hayata bu kadar entegre olduğu bir zamanda, mirastan erkeğe nazaran yarım pay almayı(2) doktor, mühendis vs. olan hiçbir kadının kabul etmeyeceğine, bunu kadınlara sormadan karar vermişler. Dünya bu kadar küreselleşmiş, özgürleşmiş ve biz de Avrupa Birliği'ne bu kadar yaklaşmışken bazı hırsızlık vakalarında hırsızın elini kesme(3), yol kesici teröristlerin ellerini ve ayaklarını çaprazlamasına kesme(4), katillere kısasla muamele etme yani idam gibi adetlerin(!) çağdışı olduğuna, böylesine bir çağda (nasıl bir çağsa artık) cihadın silahla yapılamayacağına, ancak ve ancak fikir ve tebliğ yoluyla yapılabileceğine çağların Rabbi adına karar verebiliyorlar. Haliyle bu tür çözüm önerileri, çözüme yönelik bir fayda ya da tesir vermiyor. Kendileri de doğal olarak Kur'an'ın bir kısmına iman edip bir kısmını inkar ettiği için en şiddetli azaba çarptırılacaklar taifesinden(5) oluyorlar.

Bu tarihselcilik bâbında; başta Fethullah Gülen olmak üzere bazı zevat tarafından da ehl-i kitap (Hristiyanlar ve Yahudiler) hakkındaki ayetlerin Rasulullah (sav) zamanında kaldıkları ve günümüzde hükümlerini yitirdikleri söylenerek tarihsellik metoduna maruz bırakıldıklarını zikredelim.(6)

Tarihselcilik, yeni bir İslamî anlayış getirmekle ilgili spesifik bir misal olduğu için bu konuya eğilmek istedim. Mevcut anlayışı aşabilmek için herhangi bir sebeple bazı ayetleri geçersiz kabul etmenin doğru bir usul olmadığı gerçeğinin zihinlerde yer edinmesini sağlamaya çalıştım. Mevcut İslamî anlayışı aşmaya ne kadar ihtiyacımız olduğu da ayrı bir tartışma konusu.

Dipnotlar:
(1) Tebliğ ve cihad aslında birbirinden ayrılamayacak ve birbirini tamamlayacak iki keyfiyet. Cihad tebliğ usulüyle yapılacağı gibi; tebliğ de aslında cihadın bir cüzü sayılabilir.
(2) Nisa 11
(3) Maide 38
(4) Maide 33
(5) Bakara 85
(6) Küresel Barışa Doğru s.45

Yakub Mukallid
twitter.com/mukallid_

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder