‘’ Yahudilerden bir kadınla bir erkek zina yaptılar.
Birbirlerine: “Bizi şu peygambere götürün. Çünkü bir kısım hafifletmeler
getiren bir peygamberdir. Bize recm dışında fetvalar verirse kabul eder ve
Allah indinde onun hükmünü kendimize delil olarak sayarız ve ahirette Allah’a ‘Senin
peygamberlerinden birinin bize verdiği fetvayla amel ettik, kendi hevamıza
uymadık.’ deriz” dediler.
Rasulullah (S)’in yanına yüzü kömürle karartılmış, dayak
vurulmuş bir yahudi getirdiler. Bunun üzerine Rasulullah (S) yahudileri
çağırarak: “Siz zina eden kimsenin haddini (cezasını) kitabınızda (Tevrat’ta)
böyle mi buluyorsunuz?” diye sordu. Yahudiler de “Evet.” dediler. Müteakiben
onların âlimlerinden birini çağırdı ve: “Sana, Tevrat'ı Musa'ya İndiren Allah
aşkına soruyorum! Zina edenin haddini (cezasını) kitabınızda gerçekten böyle mi
buluyorsunuz?” dedi. Yahudi alim: “Hayır!
Eğer bana bu sözle (yani Tevrat’ı yaratanın aşkına) sormasaydın sana söylemezdim! Biz Tevrat’ta zinanın cezası olarak recm buluyoruz; lâkin bu iş
eşrafımız arasında çoğaldı. Artık o hale geldik ki, şerefli (makam ve mevki
sahibi) birini yakalarsak onu bırakıyoruz; zayıfı yakalarsak onu cezalandırıyoruz. ‘Gelin soyluya da,
soysuza da tatbik edeceğimiz bir şey üzerine ittifak edelim!’ dedik ve kömüre
boyayıp dayak vurmayı recmin yerine koyduk.” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (S):
“Allah’ım! Senin emrini onlar öldürdükte ilk ihya eden
benim!” buyurdu ve emir verdi; yahudi recmedildi. Bunun üzerine Allah (C) şu
ayetleri indirdi, bunların hepsi kâfirler hakkındadır:
“Ey Resûl! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyla “inandık”
diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni
üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler ve sana gelmeyen (bazı) kimselere
kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. “Eğer size şu
verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!” derler. Allah bir kimseyi
şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen Allah'a karşı, onun lehine hiçbir
şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir.
Onlar için dünyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap
vardır.
Hep yalana kulak verir, durmadan haram yerler. Sana gelirlerse,
ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz
çevirirsen sana hiçbir zarar veremezler. Ve eğer hüküm verirsen, aralarında
adaletle hükmet. Allah âdil olanları sever.
İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında olduğu halde
nasıl seni hakem kılıyorlar da sonra, bunun arkasından yüz çevirip gidiyorlar?
Onlar inanmış kimseler değildir.
Biz, içinde doğruya rehberlik ve nur olduğu halde Tevrat'ı
indirdik. Kendilerini (Allah'a) vermiş peygamberler onunla yahudilere hükmederlerdi.
Allah'ın Kitab'ını korumaları kendilerinden istendiği için Rablerine teslim
olmuş zâhidler ve bilginler de (onunla hükmederlerdi). Hepsi ona (hak olduğuna)
şahitlerdi. Şu halde (Ey yahudiler ve hakimler!) İnsanlardan korkmayın, benden
korkun. Âyetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. Kim Allah'ın indirdikleriyle
hükmetmezse; işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.” Maide 41-44 ‘’
(Müslim, Hudud 28; Ebu Davud, Hudud 26, Müslim hadisi Bera’
b. Azib (R)’den rivayet etmiştir. Rasulullah (S)’in yanına'dan öncesi Ebu Davud’un metninden
alıntıdır, Ebu Hureyre (R)’den rivayet etmiştir.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder